Türkiye'de düzenlenen 2010 Dünya Şampiyonası sona erdi. Final maçında Milli Takımımız'ı üstün bir oyunun ardından 81-64'lük skorla mağlup eden ABD şampiyonluğa ulaşırken, turnuva boyunca inanılmaz bir performans sergileyen Milli Takımımız ise 'gönüllerin şampiyonu' olmayı başardı.
Turnuva başlamadan önce kulüp takımlarımızın Avrupa'daki durumu, Milli Takımımız'daki oyuncu potansiyeli ve hazırlık maçlarındaki sonuçlarımıza baktığımızda madalya adına ümitlenmemiz için hiçbir sebep yoktu. Üzerine bir de Karadağlı coach Bogdan Tanjevic'in sağlık sorunları eklenince turnuva öncesi Milli Takımımız'ın ortada kalacağını ve bir turnuvanın daha hüsranla biteceğini bile düşünmüştük. Ancak bu turnuvayı senelerdir bekleyen Tanjevic herkesin düşündüğünün aksine kendini riske atıp Milli Takım'ı ortada bırakmadı ve Dünya Şampiyonası'nda gümüş madalyaya ulaşmamızdaki en büyük pay sahibi oldu.
Tanjevic'in yanında tüm teknik heyeti ve Rusya, Yunanistan, Fransa, Slovenya ve Sırbistan gibi Avrupa'nın dev ekiplerini dize getirmeyi başaran Milli Takım oyuncularımızın hepsini teker teker kutluyorum. Bizlere yine müthiş bir heyecan yaşattılar ve bundan önceki Dünya Şampiyonaları'nda yaptığımız dereceleri geliştirmeyi başardılar. Hatırlayacağınız gibi 2002'de ABD'deki ilk Dünya Şampiyonası'nda dokuzuncu, 2006'da ise Japonya'da altıncı olmuştuk. Bu dereceyi geliştirmek ülke basketbolu adına oldukça mutluluk verici bir durum ve Milli Takımımız'ın bundan sonra yapılacak her şampiyonanın önemli favorilerinden biri olacağından hiç kuşkum yok!
Son olarak final maçında ABD karşısında aldığımız yenilginin oldukça normal karşılanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Milli Takımımız finale gelene kadar rakibinden çok daha zorlu maçlar oynadı ve turnuva boyunca hiç dinlenme fırsatı bulamadı. Final maçında bu yorgunluğun sonucu olarak gerçek oyunumuzu hem hücum hem de savunmada ortaya koyamadık ve farklı bir skorla kaybettik. Ayrıca iki takımın kadro kapasiteleri arasında büyük bir fark olduğunu da kabul etmek gerekiyor. Tüm bu nedenlerden dolayı Milli Takımımız'ın aldığı bu ikinciliğin şimdilik yapabileceğimizin en iyisi olduğunu düşünenlerdenim. Umarım gelecek dönemlerde 12 Dev Adam'ın bu başarıları katlanarak artmaya devam eder.