Kalite Tesadüf Değildir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Giriş yapGiriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  

 

 Suret Sevdalılarına

Aşağa gitmek 
YazarMesaj


avatar


Firefox

Suret Sevdalılarına Empty
MesajKonu: Suret Sevdalılarına   Suret Sevdalılarına EmptyPerş. Eyl. 30, 2010 12:38 pm

HİKAYE

Gayet iş bilir, hünerli, pek anlayışlı ve dirayetli, bilgisi çok bir genç vardı.
Daima tahsilde bulunur.. yıldan yıla pek az bir müddet tatil yapardı.
Hocasının da adam akıllı gözündeydi.. çünkü hakikaten pek iyi bir gençti.
Hocası, onu öbür talebeden üstün tutar, onunla başka bir çeşit konuşurdu.

Hocanın harem dairesinde adeta ikinci bir güneş kadar parlak ve güzel bir halayığı vardı.
Çekik gözlü, canlara can katacak kadar güzel, cihanı bezeyen, herkesi hayretlere veren bir dilberdi.
Öyle bir güzeldi ki baştan ayağa kadar tekmil ve ruhtan ibaretti.. lütuf içinde lütuftu, feyiz içinde feyiz!
Tatlılıkta şekeri kendine kul etmiş; güzellikte ayı köle edinmişti.
Ay, yüceliğinden yerlere serilmemişti.. Onun belindeki kemere âşık olmuş, o yüzden yerlere düşmüştü.
Lâal dudaklarından şekerler damlar, bunu gören dudular, kanatlarını dökerler, berbad olurlardı.
Gözlerinden ok yağmurları yağar, herkesi kırar geçirir, kanlara bulardı.
Bir gün o talebe, nasılsa bu halâyığı görüverdi.. dedi ki:

Ben talebeyim, hocam bu!
Artık dünyada başka bir hocam yok. Şimdi bu güzele talebe olmam yeter!
Hocam, bana sevda dersi vermezse başka dersi hatırlayamam artık!

Gece gündüz, o güzelin sevdasıyle yanıp yakılmaya, hocadan tamamıyle korkmamaya başladı.
Derdinden safran gibi sarardı.. yüzü, sarı boya otuna döndü.
Aşk gelip aklı alt etti, gönlü gevşek bir hale kodu, onu canından bezdirdi!
Çok kişiler, ona akıllıca, bilgilice, öğütler verdiler, bu sevdadan vazgeçmesi için yardımda bulundular ama aşkın bir zerresi bile onların hepsini yele verdi!

Bilgi tahsili, adama ululuk verir.. kavgayı, mücadeleyi doğurur, aşka girişmekse adamı perişan bir hale kor, rezil rüsvay eder!
Nihayet tamamıyle hastalandı.. bütün mafsalları âdeta birbirinden ayrıldı.
Sonunda hocası, halâyığa âşık olduğunu anladı.
Bilgi ve tecrübesiyle düzene baş vurdu. O cariyeciğin iki kolundan kan aldırdı.
Ona kuvvetli bir müshil verdi.. ondan sonra da cariye âdet gördü.

Selviye benzeyen boyu, yay gibi büküldü; gül yanakları safrana döndü.
Ne yüzünde bir güzellik kaldı, ne yanağından bir tazelik.
Güzelliğinden bir zerre bile kalmadı.. o kadeh kırıldı, o sâki geçip gitti!
Otuz yerde yediği ve kullandığı ilâçların hepsi de, bir leğen içinde birbirine karışmıştı
Hayız kanıyle damarından alınan kan da o leğenin içindeydi. Leğen ağzına kadar dolmuştu.
Hoca, o zeki talebeyi çağırdı.. haremden de halâyığı getirtti.
Talebeye yer gösterdi, oturttu. Halâyık da talebenin önünde ayakta durdu.
Genç o kızı görünce yüzünü başka tarafa çevirdi.
O güzelim kızın az bir zaman içinde bu kadar değiştiğine şaşıp kaldı.
Ondan soğudu.. tahsil ateşi, yeni baştan alevlendi!
Bütün hastalığı geçti.. o cariyecik de unutuldu gitti!
Hoca, talebenin kurtulduğunu, dertten halas olup yeniden neşelendiğini görüp
O zeki gencin halâyıktan soğuduğunu, gönlünde artık o sevda ateşinin soğuyup küllendiğini, söndüğünü anlayınca
Emretti.. derhal o leğeni getirdiler; üstünü açıp talebenin önüne koyuverdiler.

Hoca dedi ki:

“Ey genç, ne işe düşmüştün sen? Kararsız bir hale gelmiştin; sabrın, kararın kalmamıştı.
Nerde gönlündeki o ateş? Nerde o serbestliğin, nerde o utanmazlığın?
Gece gündüz o halâyığı istiyordun ya.. başını kaldır da bak.. bütün istediklerin önünde.
Neden onun sevdasıyle sararıp soldun da şimdi o kadar ateş birden soğuyuverdi?
Sen, yine o gençsin; o da yine o cariye. Fakat onda senin istediğin, gönül verdiğin bir şey vardı, o yok şimdi!
Dilediğin şey, bu leğende. Bu leğen, onunla ağzı ağzına dolmuş, şuracıkta durmada.. hele bir bak!
Sen, halâyıktan bir havadır, elde etmek istiyordun.. hakikatta bu pisliğe âşıktın sen!
Yola, düşüncesiz girdin.. kana, pisliğe âşık oldun!”

Talebe o anda işi anladı.. tövbe etti, tekrar dersine koyuldu.
Surette tapmayı sanat edinen nasıl olur da sıfatı düşünebilir?

Suretin aslı, şeytanca bir iştir.. mana ehliyse ruhâni candır!
Suretten vazgeç de sıfata âşık ol.. âşık ol da bilgi güneşini bul!

Suret, ahlâttan, kandan başka bir şey değildir. Surete kapılan adam, ilerisini düşünen bir adam değildir.
Ahlâttan ve kandan daha güzel olana düşer âşık olursan işte buna sevda derler!

Feridüddin-i Attar
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Suret Sevdalılarına
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kalite Tesadüf Değildir :: OlemLabs Genel Paylaşım Forumları :: Şiirler, Güzel Sözler, Dağarcık-
Buraya geçin: